Bilgiler | Esalco Lojistik - Sayfa 2

Lojistik sektörü, sunduğu geniş hizmet yelpazesi ile günümüz ticaretinin olmazsa olmazları arasında yer almaktadır. Bu sektörde, hizmetlerin çeşitliliği, işletmelerin ve bireylerin ihtiyaç duydukları spesifik lojistik çözümleri bulmalarını sağlar. Bu noktada, “paket ve yük lojistiği” kavramları sıkça karşımıza çıkar. Ancak, bu iki terim birbirleriyle sık sık karıştırılmakta ve hatta aynı şeymiş gibi algılanabilmektedir. Bu algının netleştirilmesi, işletmelerin ve bireylerin lojistik hizmetlerinden en verimli şekilde faydalanabilmesi için büyük önem taşımaktadır. Paket ve yük lojistiği; taşıma kapasiteleri, hizmetin kapsadığı süreçler, yönetim gereksinimleri ve hedef pazarlar açısından birbirinden ayrılan iki önemli lojistik dalıdır. Bu yazımızda, her iki kavramın da farklarını detaylı bir şekilde ele alarak, lojistik sektöründeki yerlerini ve işletmelerin bu hizmetlerden nasıl faydalanabileceğini inceleyeceğiz.

150 Lbs Kaç Kg?

150 Lbs, birim olarak yaklaşık 68,0388555 kiloyu ifade eder. Bu birim genellikle ABD’de kullanılır ve kilogram cinsinden ağırlık ölçümlerini lbs cinsine çevirme ihtiyacı duyarsanız bu değeri kullanabilirsiniz. Lbs birimleriyle ilgili daha fazla bilgi için 1 Lbs Kaç Kg Yapar? başlıklı blog içeriğimizi inceleyebilirsiniz.

Paket Nakliyesi Nedir?

Paket nakliyesi nedir sorusuna yanıt arayanlar için, daha az miktardaki ürün veya eşyaların taşınması için kullanılan bir lojistik hizmetidir. Genellikle 150 lbs’den az olan ve kurye hizmetleri ile taşınabilen paketler için tercih edilen bir yöntemdir. Bu hizmet, belirli alanlarla sınırlı olmakla birlikte, yere göre farklılık gösterebilmektedir. Genellikle özel eşyaların taşınması için tercih edilir ve lojistik hizmetleri içerisinde kapsar.

Yük Nakliyesi Nedir? 

Yük nakliyesi, büyük sevkiyatların taşınması için kullanılan bir terimdir. Bu sevkiyatlar genellikle paletler, konteynerler veya daha sağlam ambalajların üzerinde taşınan ağır yüklerden oluşur. Bu yükler genellikle 150 lbs üzerinde ağırlığa sahip olan ve içinde paketlenmiş eşyaları ifade eder. Bu tür sevkiyatlar genellikle yük olarak kabul edilmekte ve taşınmaktadır.

Yük nakliyesi sürecinde, yüklerin güvenli bir şekilde taşınması ve teslimatı önemlidir. Bu nedenle, yükler genellikle sağlam ambalajlar içinde paketlenir ve üzerindeki ağırlık ve diğer bilgiler belirtilir. Bu sayede, taşıma sürecinde herhangi bir hasar veya kayıp yaşanması önlenir.

Paket ve Yük Lojistiği Arasındaki Farklar ve Benzerlikler

Paket ve yük taşımacılığı, aslında aynı amaca hizmet eden, fakat çeşitli boyutlar ve tekniklerle uygulanan iki farklı işlem olarak tanımlanabilir. Her ikisi de günümüzün ticaret alanında kritik bir yer tutar ve şirketlerin verimli bir lojistik planı geliştirmeleri için kilit bir faktördür. Bu iki lojistik çeşidini kavrayabilmek, firmaların tedarik zincirlerini daha başarılı bir biçimde idare etmelerine ve müşteri tatminini yükseltmelerine olanak tanır.

Uzun yol şoförleri için çalışma ve dinlenme süreleri hayati önem taşır. Bu süreler, şoförün ve diğer sürücülerin güvenliği açısından düzenlenmiştir. Ayrıca takograf gibi teknolojik araçlar da bu sürelerin takibini ve yönetimini sağlamaktadır.

Dinlenme Süreleri ve Takograf

Uzun yol taşımacılığı yapan şoförlerin güvenliği ve trafik düzeninin korunması açısından dinlenme süreleri büyük önem taşır. Sürücülerin yorgun olarak araç kullanmaları hem kendi hayatlarını hem de diğer yol kullanıcılarını riske atar. Bu nedenle uluslararası ve ulusal düzenlemeler, uzun yol şoförlerinin günlük ve haftalık dinlenme sürelerini belirlemiştir.

Uzun Yol Şoförlerinin Dinlenme Süreleri Nasıl Belirlenir?

Uzun yol şoförlerinin dinlenme süreleri, uluslararası düzenlemeler doğrultusunda belirlenmektedir. Genellikle sürücülerin günlük en az 11 saat dinlenmesi zorunludur ve bu süre boyunca araç kullanımı kesinlikle yasaktır. Ayrıca günlük dinlenme süresinin en az 9 saat olarak planlanması gerekmektedir. Bu kurallar, sürücülerin yorgunluk riskini azaltmak ve yol güvenliğini sağlamak amacıyla uygulanmaktadır.

Takograf Nedir ve Uzun Yol Şoförleri için Neden Önemlidir?

Takograf, aracın seyahat süresini, hızını ve sürüş davranışlarını kaydeden elektronik bir cihazdır. Genellikle kamyon, otobüs ve diğer ticari taşıma araçlarında kullanılır. Takograflar, sürücülerin çalışma saatlerini ve mola sürelerini takip ederek trafik güvenliğini artırır ve sektörde adil rekabetin sağlanmasına yardımcı olur. Bu cihazlar, hem sürücülerin hem de diğer yol kullanıcılarının güvenliği açısından kritik öneme sahiptir. Bu nedenle pek çok ülkede takograf kullanımı yasal bir zorunluluk olarak belirlenmiştir.

Dinlenme Sürelerine Uymak İçin Takograf Nasıl Kullanılmalıdır?

Takograf, şoförün dinlenme sürelerine uyup uymadığını kaydeder ve sürücünün çalışma düzenine uymasını sağlar. Düzenli olarak takograf verilerinin kontrol edilmesi ve cihazın doğru bir şekilde kullanılması, hem sürücülerin güvenliği hem de yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından büyük önem taşır.

Uzun Yol Şoförlerinin Çalışma Süresi Sınırlamaları

Uzun yol şoförlerinin güvenli ve verimli çalışabilmesi, yalnızca çalışma sürelerinin sınırlandırılmasıyla değil, aynı zamanda düzenli molalar ve doğru dinlenme alışkanlıklarıyla da sağlanır. Bu nedenle, günlük ve haftalık çalışma sürelerinin takibi ile molaların planlanması büyük önem taşır. Aşağıda, şoförlerin araç kullanımı, dinlenme ve çalışma sürelerine dair detaylı bilgiler yer almaktadır.

Kamyon Şoförleri ve Otobüs Şoförleri için Günlük Çalışma Süreleri

Kamyon ve otobüs şoförlerinin günlük çalışma süresi 11 saati geçmemelidir. Ayrıca, haftalık toplam çalışma süresi 56 saat ile sınırlıdır ve bu sürenin sonunda sürücülerin yeterli dinlenme sürelerini alması zorunludur. Bu kurallar, sürücülerin yorgunluk riskini azaltarak trafik güvenliğini sağlamayı amaçlar.

Uzun Yol Şoförleri Kaç Dakika Araç Kullanabilir?

Uzun yol şoförleri, her 4,5 saatlik sürüşün ardından en az 45 dakikalık dinlenme molası vermelidir. Bu kısa molalar, sürücünün dikkat ve performansını artırırken, uzun yol kazalarının önlenmesine de katkı sağlar.

Uzun Yol Şoförleri Haftalık Çalışma Sürelerine Nasıl Uymalı?

Haftalık çalışma süresi 56 saati aşmamalıdır. Bu süre dolduğunda sürücülerin en az 24 saatlik kesintisiz bir dinlenme süresi alması gerekmektedir. Bu uygulama, şoförlerin hafta boyunca dinlenmiş ve dikkatli bir şekilde araç kullanmalarını güvence altına alır.

Araç Kullanma ve Dinlenme Sürelerine Uyum

Uzun yol taşımacılığında güvenliğin sağlanması, yalnızca araç kullanım becerisine değil, aynı zamanda düzenli ve yeterli dinlenmeye de bağlıdır. Çalışma saatleri ve dinlenme sürelerine uyum, sürücünün performansını doğrudan etkiler ve trafik kazalarının önlenmesinde kritik bir rol oynar.

Günlük Dinlenme Sürelerinin Uzun Yol Şoförlerinin Performansına Etkisi

Yapılan araştırmalar, günlük yeterli dinlenme süresine sahip şoförlerin daha dikkatli ve hızlı reaksiyon verdiğini ortaya koymaktadır. Dinlenmiş bir şoför, yorgunluk nedeniyle oluşabilecek hataları minimuma indirir ve yol güvenliğini artırır.

Özel Dinlenme Yerlerinin Uzun Yol Şoförleri İçin Önemi

Uzun yol şoförleri için özel olarak tasarlanmış dinlenme alanları hayati öneme sahiptir. Bu alanlar, sürücünün güvenli bir şekilde dinlenmesini sağlarken, araçların güvenli park edilmesine ve hırsızlık ya da hasar risklerinin azaltılmasına da katkı sağlar.

Araç Kullanma ve Dinlenme Sürelerine Uyma Mecburiyeti

Sürücüler, çalışma ve dinlenme sürelerini titizlikle takip etmek ve yasal sınırlara uymak zorundadır. Bu kurallara uymamak, yalnızca trafik güvenliğini riske atmakla kalmaz, aynı zamanda yasal sorumluluk doğurur ve cezai yaptırımlara sebep olabilir.

Uzun yol taşımacılığında güvenlik ve verimlilik, sürücülerin çalışma ve dinlenme sürelerine uymasına bağlıdır. Günlük ve haftalık çalışma sürelerinin sınırlandırılması, düzenli molaların alınması ve özel dinlenme alanlarının kullanılması, hem sürücünün performansını artırır hem de trafik kazalarının önlenmesine katkı sağlar. Takograf kullanımı ile bu sürelerin doğru bir şekilde takibi sağlanabilir ve yasal yükümlülükler eksiksiz yerine getirilebilir. Sonuç olarak, dinlenme ve çalışma düzenine uyum, uzun yol taşımacılığında güvenli, düzenli ve sürdürülebilir bir işleyişin temelini oluşturur.

Lojistik, modern iş dünyasında en önemli unsurlardan biri haline gelmiştir. Özellikle depolama ve ürünlerin güvenli bir şekilde korunması ve takip edilmesi lojistik sürecinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Depolama hizmetleri lojistik sürecinin en pratik ve önemli aşamalarından biri olarak kullanıcıların istekleri doğrultusunda şekillenmektedir. 

Ürünlerin depolanması, korunması ve aktarımı konusunda kullanıcılara önemli avantajlar sağlamaktadır. Özellikle lojistik sürecin her aşamasında depolama hizmetlerine olan ihtiyaç giderek artmaktadır. Bu nedenle depo yönetimi hizmetleri, lojistikte önemli bir konuma sahiptir. Güvenli bir depolama alanı, ürünlerin zarar görmesini engelleyerek işletmelere maddi kayıplar yaşatmamaktadır. Ürünlerin düzenli bir şekilde saklanmasını ve kolaylıkla erişilebilir olmasını sağlayarak işletmelerin operasyonel süreçlerini de kolaylaştırmaktadır.

Lojistik Depo Nedir?

Depo hizmetleri, belirli noktadan alınan yüklerin muhafaza edilmesi, istenilen yere aktarılması ve teslim edilmesi gibi işlemleri kapsar. Depo kavramı, ürünlerin uzun süre muhafaza edilmesi ve gerekli hazırlıkların yapılması sürecini ifade eder. Lojistik depolama işlemi, ürünlerin depoya alınması, depoda muhafaza edilmesi, istenilen yere aktarılması ve teslim edilmesi gibi aşamalardan oluşur. Bu süreçte depo hizmetleri, ürünlerin depoya alınmasından, gerekli kontrollerin yapılmasına, depoda muhafaza edilmesinden, gerekli hazırlıkların yapılmasına ve istenilen yere aktarılmasına kadar geniş bir yelpazeyi kapsar. Ürünlerin depoda uzun süre muhafaza edilmesi, depo hizmetlerinin en önemli aşamalarından biridir. Bu süreçte ürünlerin depoya alınıp, gerekli kontrollerin yapılması, depoda muhafaza edilmesi ve istenilen yere aktarılması süreci oldukça titizlik gerektiren bir işlemdir. Bu nedenle lojistik depolama süreci, lojistik firmalarının en önemli hizmetlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Depo Hizmetleri Süreci

Depo hizmeti, hammadde ve ürünlerin depoda nasıl tutulacağı, hazırlanması, teslim alınması ve teslimat yerlerine nasıl sevk edileceği gibi konuları kapsar. Bu süreç, genellikle üç temel aşamadan oluşur. İlk aşama, depoya gelen hammadde ve ürünlerin miktarının doğru bir şekilde kaydedilmesini içerir. Daha sonra, bu ürünler depoda nasıl kolayca bulunabilir ve hazırlanabilir sorusu önemlidir. Son aşama ise, ürünlerin teslimat yerlerine sevk edilmesini ve doğru bir şekilde teslim alınmasını içerir. Bu süreç, işletmelerin depolama ve sevkiyat işlemlerini kolay ve etkili bir şekilde yürütmelerine yardımcı olur. Depo hizmetleri süreci, işletmelerin müşterilere zamanında ve hatasız bir şekilde ürün sunmasını sağlar, böylece işletmelerin müşteri memnuniyetini artırmasına yardımcı olur. Bu süreç, işletmelerin karlılığını artırmak ve operasyonlarını verimli bir şekilde yönetmek için önemlidir. 

Depolama Hizmetleri Türleri

Depolama hizmetleri lojistik, ürünlerin doğru şekilde depolanması, saklanması ve korunmasını sağlayan lojistik süreçlerinin bir parçasıdır. Bu hizmetler genellikle çeşitli depo türleri aracılığıyla sunulmaktadır. Bu depo türleri genellikle açık hava, kapalı hava ve soğuk hava depoları olarak üç farklı kategoride bulunmaktadır. Açık hava depoları büyük ürünlerin depolanması için tercih edilirken, kapalı hava depoları genellikle standart depolama ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılır. Soğuk hava depoları ise genellikle gıda ürünleri gibi hassas ve temperature duyarlı ürünlerin saklanması için tercih edilir. Lojistik depolar, ürünlerin transfer süreçlerinde de önemli bir rol oynar. Özellikle yurt dışı transferlerde antrepo hizmetleri, ürünlerin geçici olarak depolanmasını sağlayarak gümrük prosedürlerinin tamamlanmasına yardımcı olur. Bu çeşitlilik, depolama hizmetlerinin geniş bir alanı kapsadığını ve her tür ürünün depolanması için uygun seçenekler sunulduğunu göstermektedir. 

Lojistikte Depolamanın Önemi

Lojistik depolar, üreticilerin ve dağıtıcıların ürünlerini saklama, transfer ve dağıtım süreçlerini kontrol etme konusunda önemli bir sistemdir. Depolama hizmetleri lojistik operasyonlarının maliyetlerini düşürerek üretici ve tedarikçilere ekonomik avantajlar sağlar. Ayrıca, lojistik depoları, ithalat ve ihracat süreçleri, gümrük prosedürleri ve depo hizmeti gibi alanlarda da büyük öneme sahiptir. Depolama operasyonları aynı zamanda lojistik depoların alanı içinde optimum düzeyde envanter yönetimi sağlar. Bu sayede, stok maliyetleri azaltılarak ürünlerin taze ve sağlam bir şekilde müşterilere ulaştırılması sağlanır. Lojistik depo, tedarikçi ve üretici arasındaki ulaşım maliyetlerini düşürerek teslimat sürelerini kısaltır ve müşteri memnuniyetini arttırır. Sonuç olarak, depolama hizmetleri lojistik endüstrisinin vazgeçilmez bir parçasıdır ve tedarik zinciri içindeki operasyonların verimli ve hızlı bir şekilde yönetilmesini sağlar. Dolayısıyla, lojistikte depolamanın önemi, tedarik zinciri yönetiminde kilit bir faktördür.

İlginizi Çekebilir: Lojistikte Depo Yönetimi Stratejileri

FOB teslim şekli, ihracat ve ithalat işlemleri sırasında sıkça kullanılan bir terimdir. Ancak, bu terimi duyanların çoğu FOB nedir ve FOB teslim şekli ne demek sorularının cevabını merak eder. İşte bu yazıda, FOB teslim şekli hakkında tüm detayları bulabilirsiniz.

FOB teslim şekli, Incoterms tarafından belirlenen uluslararası ticaret kuralları çerçevesinde kullanılan bir terimdir. Bu terim, satıcının malları belirli bir limanda veya yükleme noktasında alıcıya teslim etme sorumluluğunu belirtir.

Eğer FOB teslim şekli hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, yazımızı okumaya devam edin. Bu yazıda FOB nedir, FOB teslim şekli nasıl belirlenir ve FOB teslim şekli ile ilgili diğer tüm detayları bulabilirsiniz. Peki, FOB teslim şekli nedir? devam etmek için ayrıntıları okuyun! 

FOB Teslim Şekli Nedir?

FOB, “Free on Board” kelimesinin kısaltması olan bir ticaret terimidir. FOB ne demek merak edenlerin bilmesi gereken, tedarik zinciri içinde önemli bir yer tutar. Bu terim, alıcı ve satıcının sorumluluklarını tanımlayan bir noktayı belirtir. Taşınan malların sorumluluğunun satıcıdan alıcıya geçtiği noktayı ifade eder. Bu nokta genellikle yükleme limanı veya satıcının deposu olabilir. FOB teslim şeklinde, satıcı, malları belirtilen noktaya kadar taşıma işlemlerini üzerine almakla yükümlüdür. Ancak mallar bu noktadan itibaren alıcının sorumluluğuna geçer. Bu nedenle tedarik zinciri içinde FOB teslim şeklinin doğru bir şekilde tanımlanması, ticari ilişkilerin düzgün bir şekilde sürdürülmesi için oldukça önemlidir. 

FOB Açılımı Nedir?

FOB açılımı, İngilizce “Free On Board” ifadesinin kısaltmasıdır. Ticarette sıkça kullanılan bu terim, malın taşımacılık maliyetlerinin satıcı tarafından ödendiği ve malın belirli bir noktaya kadar taşıma işleminin satıcı tarafından gerçekleştirildiği anlamına gelir. FOB, ihracat ve ithalat işlemlerinde kullanılan önemli bir terim olup, uluslararası ticaretteki taşımacılık ve teslimat süreçlerini düzenler.

FOB Fiyatlandırması Nedir?

FOB (Free on Board) fiyatlandırması, satıcının malın maliyetlerini ve sevkiyatını üzerine aldığı bir ticaret terimidir. Bu terim kapsamında satıcı, malların nakliye gemisine yerleştirilmesi, liman ücretleri, sigortayı ve boşaltma masraflarını karşılar. Bu durumda, alıcıya sadece malın varış limanından son varış noktasına nakliye ve diğer ilgili maliyetlerle ilgilenmesi gerekir. FOB fiyatları varış limanında malların alıcının sorumluluğuna geçtiği noktada belirlenir. Bu yöntemle satıcı, malların güvenli bir şekilde nakliye edilip boşaltılmasından sonra sorumluluktan kurtulur ve maliyetleri alıcıya devreder.

FOB Teslim Şekli Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Denizyolu taşımacılığı alanında yaşanan sorunları minimize etmek amacıyla 2010 yılında yapılan düzenlemeyle FOB Teslim Şekli konusunda birçok değişiklik yapılmıştır. Bu düzenlemeyle birlikte, FOB’dan sonra ihracat alanında en çok kullanılan teslim şekli olan CIF’e düşürülen sorumluluklar, iki taraf arasında yaşanan sorunları kısa sürede çözme imkânı sunmaktadır. Bu düzenlemede, ihracatçı ve ithalatçı arasındaki sorumluluklar net bir şekilde belirtilmiştir. Bu nedenle, denizyolu taşımacılığı yapan firmaların bu konuda bilinmesi gerekenler hakkında bilgi sahibi olmaları oldukça önemlidir. FOB Teslim Şekli konusunda yapılan düzenleme sayesinde, taraflar arasında yaşanan sorunlar kısa sürede çözüme kavuşturulabilir. Bu düzenleme ile ithalatçı ve ihracatçı arasında yaşanan sorunlar minimize edilirken, taşıma sırasında oluşabilecek olumsuz etkiler de en aza indirilmiştir.

Lojistik depo yönetim stratejileri, bir işletmenin genel performansını etkileyebilecek önemli bir unsur olabilir. Ajanda odaklanmanıza yardımcı olabilecek genel ilkeleri anlamak ve uygulamak, süreç içinde deponuzun verimliliğini optimize etmenize yardımcı olabilir. Bu ilkeler, “amacını bil” gibi temel kavramlardan, daha karmaşık “teslimat ve dağıtım stratejileri” ya da “özel depolamaya ihtiyacı var mı?” gibi soruları kapsar.

Lojistik depo yönetimi, depodaki ürünleri düzenlemek, saklamak ve sevk etmek ile ilgili tüm faaliyetleri içerir. Bu konuda başarılı olmak için, bir şirketin kapsamlı kontrol ve geniş çaplı anlayışa ihtiyacı vardır. Ve bu başarıya ulaşmak, doğru stratejilerle ve iyi planlanmış yönetim uygulamalarıyla mümkün olabilir.

İdeal bir lojistik depo yönetimi stratejisi, etkin stok kontrol yöntemleri, düzgün teslimat planlaması, depolar arası koordinasyon ve çok daha fazlasını içermelidir. Bu faktörlerin her biri, depolama ve dağıtım süreçlerini optimize etmek ve genel işletme hedeflerine ulaşmak için kritik öneme sahiptir. 

Depo Yönetimi Stratejileri

Kapsamlı Kontrol

Depo yönetimi, insanlar, ekipman, siparişler ve envanter gibi birçok hareketli parçayı koordine etmeyi içeren karmaşık süreçlerin düzenlenmesini içerir. Depo yöneticileri, her bir süreci takip edebilmeli ve sorunları çözebilmek için sorunsuz çalışmalarını sağlamak zorundadır. Bu, kaçınılmaz olarak ortaya çıkan sorunları çözmek için gereklidir. 

Müşteri Odaklı

Müşteri memnuniyetine yönelik en önemli kriterlerden biri, doğru ürünün zamanında teslim edilmesi ve müşteri hizmetleridir. 

Esneklik ve Dayanıklılık

Depo yöneticileri, malzemelerin hasarlı gelme sebebiyle veya sert hava koşullarının sevkiyatları geciktirmesi nedeniyle planları hemen değiştirebilmelidir. 

Veriye Dayalı Karar Verme

Depo süreci sorunsuz işliyormuş gibi görünse de, bu, süreçlerin en verimli şekilde çalıştığı anlamına gelmez. WMS, geliştirilmesi gereken alanları tanımlamanıza ve incelemenize yardımcı olabilir.

Depo Yönetimi Nedir?

Eğer lojistik depo nedir kavramını merak ediyorsanız, cevabı şu şekilde açıklamak gerekir: Depo, günlük operasyonları, yüksek düzeyde düzenlemeyi ve envanteri, siparişleri ve süreçleri optimize etmeyi içerir. Bu, işletmenin verimliliğini artırmak ve maliyetleri düşürmek için kritik bir bileşendir. Depo yönetimi, depo envanteri ve operasyonel süreçlerin etkin bir şekilde yönetilmesini içerir. Doğru depo yönetimi sayesinde, işletmeler, envanter yönetimindeki doğruluk ve verimliliği artırabilirler. Depo içi süreçleri optimize ederek, depo alanını daha verimli bir şekilde kullanabilirler. Depo yönetimi, depo içindeki operasyonları daha verimli hale getirerek işletmelerin maliyetleri düşürmelerine yardımcı olur. Bu sürecin doğru bir şekilde yürütülmesi durumunda, işletmeler daha düşük envanter maliyetleri ve daha hızlı teslimat süreçleri göreceksiniz. Bu da işletmelerin rekabetçi bir avantaj elde etmelerine yardımcı olur.

Depo Yönetim Süreçleri

Depo yönetim süreçleri, lojistik depo operasyonlarının etkin bir şekilde yürütülmesini sağlar. Bu süreçler altı temel süreçten oluşur ve depo yöneticileri tarafından etkili bir şekilde yönetilmelidir. Depo içindeki ürün akışını düzenleyerek verimliliği artırır ve müşteri memnuniyetini etkiler. Bu süreçlerin doğru bir şekilde planlanması ve uygulanması, depo operasyonlarının başarılı bir şekilde yürütülmesini sağlar. Bu nedenle, depo yönetim süreçlerine gereken önem verilmeli ve sürekli olarak iyileştirilmelidir. 

1. Toplama: Gerekli malzemeleri toplayarak satış siparişlerini yerine getirin.
2. Paketleme: Malzemelerin gönderim için hazırlanması. Onlar uygun bir ambalaj içinde güvenli bir şekilde paketlenmelidirler ve uygun bir nakliye belgesi ile donatılmalılardır.
3. Teslim Alma: Gelen öğeleri denetleyin ve onaylayın. Aldığınız miktarın, durumun ve zamanın doğru olduğunu doğrulayın.
4. Nakliye: Müşterilerin siparişlerini zamanında teslim alabilmeleri için, kesinleşen satış siparişlerini uygun araçla, zamanında ve doğru belgelerle gönderin.
5. Depo İzleme ve Raporlama: Lojistik depo süreçlerinizin ne kadar iyi çalıştığını görmek için önemli bir araçtır. Bu süreçte depo içerisindeki istatistikler sayesinde depo verimliliği, paketleme doğruluğu, ve toplama süreçlerinizdeki hızı ve doğruluğu ölçebilirsiniz. Süreçlerinizdeki hataları ve gecikmeleri tespit ederek daha hızlı ve doğru çözümler üretebilirsiniz. Bu sayede depo operasyonlarınızın performansını, hedeflerinize ne kadar yaklaştığınızı ve belirlenen kriterlere ne kadar uyduğunuzu rahatlıkla gözlemleyebilirsiniz. Tüm bu nedenlerle depo  süreçlerinin doğru ve etkili bir şekilde yürütülmesi, işletmenizin sürekli gelişmesi ve rekabetçi olması için önemlidir. 
6. Depo KPI’ları: Depo yöneticileri, genelde aşağıdaki KPI’ları izler
7. Toplama Doğruluğu: Toplanan doğru siparişlerin sayısı, toplam toplanan sipariş sayısına bölünerek, ne kadar yüzde 100’e yaklaşırsa o kadar iyi olur.
8. Teslim Alma: Depo işlemcisi başına her saat alınan ürün miktarı. Yüksek skorlar, daha fazla alım verimliliği anlamına gelirken, düşük skorlar incelenmesi gereken sorunların olabileceğini gösterir.
9. Ürün İade Oranı: Satılan ürünlerin iade edilme oranı, satılan ürün sayısını iade edilen ürün sayısına bölerek hesaplanır.
10. Envanter Devir Hızı: Belli bir periyotta ne kadar stokun satıldığı ve değiştirildiği hesaplanır. Ürünlerin satışı için toplam maliyet, o dönemdeki ortalama stok maliyetine bölünerek hesaplanır.
11. Depo Yönetim Sistemi (WMS) Seçimi: Lojistik depo doğru Depo Yönetim Sistemi (WMS) seçimi, kuruluşunuzun operasyonel verimliliği için kritik bir öneme sahiptir. WMS, depo personelinin iş yerinde verimli bir şekilde çalışmasını sağlayarak, depo süreçlerini gerçek zamanlı olarak izlemek ve optimize etmek için gereken istatistikleri sağlar. Amaç, düşük maliyetle daha fazla siparişleri işlemek ve uzun vadeli olarak paradan tasarruf etmektir. Doğru WMS seçimi, depo operasyonlarınızı daha verimli hale getirecek ve işletme maliyetlerini azaltacaktır. Bu sayede lojistik depoda doğru WMS seçimi, hem şirketinizi daha rekabetçi kılacak hem de müşteri memnuniyetini artıracaktır. Gerçek zamanlı veri sağlayarak, depo operasyonlarınızı daha verimli hale getirmenin yanı sıra, günlük iş akışınızı da etkili bir şekilde yönetebilirsiniz. Bu da hem müşteri beklentilerini karşılamak hem de verimliliği artırmak için önemli bir unsurdur. Kuruluşunuzun ihtiyaçlarına uygun olan WMS’yi seçmek, depo operasyonlarınızı optimize etmek ve verimliliği artırmak için önemli bir adımdır.
12. Depo Yönetim istatistikleri: E-ticaret endüstrisinde hızla büyüme gösteren birçok işletmenin depo taleplerini karşılamak için lojistik depo operasyonlarını hızlandırıyor. Bu büyüme, işletmeler için en büyük zorluk işgücü verimliliğini artırmak ve maliyetleri azaltmak olmuştur. Ancak, %85’i WMS kullanarak teknolojiyi entegre eden işletmeler, depo yönetiminde büyük bir ilerleme kaydetmiştir. Bu sayede, depo operasyonlarının verimliliği artırılırken, işgücü maliyetleri azaltılmış ve hatalı işlemlerin sayısı önemli ölçüde düşmüştür. E-ticaret işletmeleri, teknolojiyi kullanarak depo yönetim süreçlerini otomatikleştirerek, müşteri taleplerine daha hızlı yanıt verebilmekte ve işletmelerinin rekabet gücünü artırmaktadır. Bu da lojistik depo operasyonlarının daha hızlı ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamaktadır.

Elleç, lojistik alanında sıkça karşımıza çıkan ve oldukça yaygın bir teknik terimdir. Genellikle taşıma, depolama ve dağıtım gibi süreçlerde rol oynayan bu kavramın ne olduğu ve elleçleme süreçleri hakkında detaylı bilgi, lojistik sektörüne dair merakını gidermek isteyen birçok kişi tarafından sık sık yanıt arıyorsanız, doğru yerdesiniz.

Bu yazımızda, elleçlemenin (Handling) nedir, elleçleme süreçleri, bu süreçlerin gidişatı ve daha pek çok konuda detaylı bilgiler bulabilirsiniz. Belki de hali hazırda çeşitli sektörlerde hizmet verirken bu terimle sık sık karşılaşıyor, ancak tam anlamıyla ne olduğunu ve ne anlama geldiğini çözemediyseniz, elleç basit ve anlaşılır bir açıklamasını yapacağız.

Lojistik, bir ürünün üretildiği yerden alıcıya ulaşana kadar geçirdiği tüm süreçleri kapsar. Üretim, stoklama, taşıma ve dağıtım süreçleri ayrı ayrı incelendiğinde, bu büyük resimde elleçlemenin de önemli bir parça olduğunu görmekteyiz. Herhangi bir ürünün, hammadde ya da bitmiş ürün halindeyken taşındığı, depolandığı veya dağıtıldığı her aşamada elleçleme süreçleri devreye girer ve bu ürünlerin doğru şekilde, hasar görmeden ve zamanında yerine ulaşmasını sağlar. İster büyük ölçekli bir üretim tesisinde, isterse küçük bir depoda olsun, işlerin düzgün bir şekilde yürütülmesi ve süreçlerin başarıyla sonuçlandırılması için elleçlemeye ihtiyaç duyulmaktadır.

Elleçleme Nedir?

Elleçleme, diğer bir ifadeyle handling ne demek kavramını tanımlayalım, genel olarak bir şeyin işlenmesi veya kullanılması anlamına gelir. Bu kavram, aktif olarak bir malzemenin elle yüklenmesi, taşınması, boşaltılması veya işlenmesi süreçleriyle ilişkilidir.

Kısacası bakalım, elleç, depo raf sistemleri, taşıma ve işleme faaliyetleri gibi birçok alanda sıkça kullanılan bir terimdir. Elleç işleminin kusursuz bir şekilde gerçekleştirilmesi, depo ve taşınma süreçleri için oldukça önemlidir. Özellikle manuel olarak yapılan elleçleme işlemleri, malzemelerin zarar görmesini engellemek ve iş güvenliği önlemlerinin alınmasını sağlamak adına oldukça önemlidir. Depo ve taşıma faaliyetlerinde kullanılan elleç ekipmanları ve teknikleri, işlemlerin verimli bir şekilde gerçekleştirilmesi için hayati bir rol oynamaktadır. Bu nedenle, elleç kavramı, sürekli olarak gündeme gelmekte ve işletmelerin depo ve taşıma faaliyetlerini etkilemektedir. Yüklenmesi, boşaltılması ve işlenmesi sürecinde hatasız ve verimli bir şekilde gerçekleştirilebilecek tekniklerin ve ekipmanların kullanımını içermektedir. Benzer konulardan birisi olan Gümrüksüz depolama başlıklı blog içeriğimize de göz atabilirsiniz.

Elleçleme Neden Yapılır?

Elleçleme işlemleri, bir ürünün üretim, depolama, taşıma veya dağıtım aşamalarında doğru, güvenli ve kontrollü bir şekilde hareket ettirilmesi için yapılır. Depo içi operasyonların düzenli yürütülmesi, ürünlerin hasar görmeden yerleştirilmesi, doğru bir şekilde yüklenip boşaltılması ve süreç genelinde iş güvenliğinin sağlanması için etkin elleçleme uygulamaları zorunludur. İşletmeler, ürün akışını hızlandırmak, zaman kaybını önlemek ve maliyetleri azaltmak amacıyla farklı elleçleme yöntemleri kullanır. Bazen bu operasyonlar tamamen profesyonel bir ekip tarafından sağlanan bir elleçleme hizmeti kapsamında yürütülür. Özellikle liman, antrepo, depo veya fabrika gibi alanlarda ürünlerin hasarsız biçimde taşınması için doğru yük elleçleme teknikleri kritik rol oynar. Bu nedenle elleçleme; verimli bir lojistik operasyonun yapı taşlarından biri olarak görülür.

Lojistikte Elleçleme Neden Önemlidir?

Lojistik zincirinin her adımında, ürünlerin doğru bir şekilde taşınması ve depolanması işletmeler için stratejik önem taşır. Çünkü hatalı ya da kontrolsüz yapılan elleçleme işlemleri ürün kaybına, iş kazalarına ve maliyet artışına neden olabilir. Bu nedenle lojistikte elleçleme, depolama ve taşıma süreçlerinin verimli yürütülmesini sağlayan temel bir fonksiyon olarak değerlendirilir. Doğru ekipmanların kullanılması, çalışanların eğitimli olması ve operasyonların planlı yürütülmesi, tüm sürecin verimliliğini doğrudan etkiler. Bu bağlamda elleçlemenin önemi, yalnızca bir ürünün fiziksel olarak taşınmasıyla sınırlı değildir; tedarik zincirinin tamamında maliyet avantajı, operasyonel hız ve ürün güvenliği gibi kritik sonuçlara doğrudan katkı sağlar.

Lojistikte elleçleme aşağıdaki sebeplerle önemlidir:

• Ürünlerin hasar görmesini engelleyerek maliyet kayıplarını azaltır.
• Depo içi operasyonların daha hızlı ve düzenli yürütülmesini sağlar.
• İş güvenliğini artırarak çalışanların risk faktörlerini minimize eder.
• Taşıma ve depolama sırasında standartlara uygun süreç yönetimi sunar.
• Zamanında yükleme-boşaltma yapılmasına katkı sağlayarak sevkiyat sürelerini kısaltır.
• Tedarik zincirinin genel verimliliğini artırır ve operasyonel performansı yükseltir.
• İşletmenin stok yönetimi, depolama kapasitesi ve dağıtım süreçlerinde daha kontrollü bir yapı oluşturmasına yardımcı olur.

Elleçleme Türleri ve Kapasiteleri

Elleçleme, her ürün için aynı yöntemle uygulanamaz; taşınacak malzemenin ağırlığı, hacmi, hassasiyeti ve kullanım alanı dikkate alınarak farklı teknikler seçilir. Bu nedenle operasyonlarda çeşitli elleçleme türleri uygulanır. Örneğin paletli ürünler forklift ile taşınabilirken, dökme yüklerde kepçeli sistemler veya konveyörler kullanılır. Aynı şekilde sıvı veya kimyasal maddeler tanklar aracılığıyla elleçlenirken, kırılgan ürünlerde manuel kontrol ve özel koruyucu ekipmanlar gereklidir. İşletmeler, taşınan ürünün niteliğine göre uygun teknikler belirleyerek operasyonel riskleri azaltabilir. Sektörde kullanılan bu farklı elleçleme çeşitleri, limanlardan depolara, fabrikalardan dağıtım merkezlerine kadar geniş bir alanda uygulanır. Her türün kapasitesi; yük ağırlığı, ekipman gücü, depo tasarımı ve operasyon yoğunluğuna göre değişiklik gösterir. Bu nedenle elleçleme kapasitesinin doğru belirlenmesi, hem operasyon hızını hem de güvenlik seviyesini doğrudan etkiler.

Malzeme Elleçleme Ekipmanları Nelerdir ?

Malzeme elleçleme ekipmanları, endüstriyel işletmelerde kullanılan ve malzeme taşıma, yükleme ve boşaltma işlemlerinde kullanılan çeşitli ekipmanlardan oluşur. Bu ekipmanlar genellikle büyük çaplı ve ağır makinelerdir ve endüstriyel makinelerin etkin bir şekilde çalışmasını sağlamak için kullanılırlar. Çok çeşitli ekipman kullanılabilir, örneğin paletler, konveyör sistemleri, yönlendiriciler, çekici traktörler ve vinçler gibi. Bu ekipmanlar işletmelerin ihtiyaçlarına ve beklentilerine göre seçilir ve kullanılır.  İşletmelerin verimliliğini ve operasyonel süreçlerini kolaylaştırmak amacıyla kullanışlı olabilir. Örneğin, paletler ve konveyör sistemleri, malzemelerin hızlı ve etkili bir şekilde taşınmasını sağlayabilir, vinçler ise ağır ve büyük malzemelerin yükleme ve boşaltma işlemlerinde kullanılabilir. Tüm bu ekipmanlar, endüstriyel işletmelerin günlük operasyonlarını kolaylaştırmak ve verimliliklerini artırmak için önemli bir rol oynamaktadır. 

Malzeme Taşıma Temel İlkeleri Nelerdir ?

Malzeme taşıma, birçok endüstriyel operasyon için temel bir gerekliliktir ve doğru şekilde gerçekleştirilmelidir. Malzeme taşımanın temel ilkeleri, tedarik zincirinin birbirine bağlı halkalarını oluşturur ve operasyonda verimli bir şekilde ilerlemesinde kritik bir rol oynar. Birinci ve en önemli adım, malzeme taşıma işlemlerini doğru koşullarda planlamaktır. Bu, maliyet hesabı ve kullanılan malzemelerin standartlaştırılması gibi faktörleri içerir. Tedarik zincirinin doğru şekilde ilerlemesi için malzeme taşıma süreçlerinin standartlaştırılması büyük önem taşır. Bu, operasyonun verimli bir şekilde ilerlemesine ve maliyetlerin minimize edilmesine yardımcı olur. Malzeme taşıma süreçlerinin doğru planlanması, operasyonda herhangi bir aksaklık yaşanmasını önler ve tedarik zincirinin kesintisiz bir şekilde çalışmasını sağlar.

Malzeme taşıma süreçlerinin doğru şekilde yönetilmesi, operasyonun genel performansı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Bu nedenle, malzeme taşıma süreçlerinin doğru planlanması ve yönetilmesi, endüstriyel operasyonların başarılı olması için kritik bir öneme sahiptir.

Elleçleme Belirsizliği Nedir?

Lojistik ve depolama süreçlerinde, ürünlerin taşınması ve işlenmesi sırasında ortaya çıkabilecek risklerin ve öngörülemeyen durumların tamamı elleçleme işlemi açısından belirsizlik olarak değerlendirilir. Bu belirsizlikler; ürünün zarar görmesi, gecikme yaşanması, ekipman arızaları, yanlış yükleme-boşaltma gibi operasyonel riskleri içerebilir. Özellikle yoğun depo trafiği, standart dışı paketleme, ürün çeşitliliği ve ani iş yükü artışları bu durumların daha sık yaşanmasına neden olabilir.

Elleçleme sürecinde belirsizlik, hem operasyonel planlamayı hem de maliyet yönetimini doğrudan etkiler. Bu nedenle belirsizliklerin azaltılması için süreçlerin doğru analiz edilmesi, ekipman uygunluğunun sağlanması, çalışanların eğitilmesi ve depo içi akışın standartlaştırılması büyük önem taşır. Risklerin önceden belirlenmesi ve operasyonel süreçlerin buna göre optimize edilmesi, hem iş güvenliğini artırır hem de ürünlerin hasarsız biçimde taşınmasına katkı sağlar. Bu nedenle belirsizlik yönetimi, modern lojistik operasyonlarında kritik bir kalite kontrol unsuru olarak değerlendirilir.

Şehir içi trafiğin düzenlenmesi, kent yaşamının hızını ve kalitesini direkt etkileyen önemli bir konudur. Özellikle büyük ve ağır tonajlı araçların yoğun saatlerde şehirlerin içerisine giriş ve çıkış yapmasının, trafik düzenini bozması ve çeşitli güvenlik riskleri oluşturması sebebi, bu tip araçlar için belirli yol yasakları uygulanmaktadır. Tırlar ve kamyonlar için uygulanan yol yasak saatleri genellikle, şehirler arasında seyahat etme ihtiyacı olan bu araçların, yasak saati dışında şehir içine girebilmelerini sağlamak amacıyla belirlenmiştir. Bu düzenlemelerin sadece şehirlerin genel trafik akışının sağlıklı bir şekilde devam etmesini orkestra etmekle kalmayıp, aynı zamanda kent sakinlerinin yaşam kalitesini artırmak ve çevresel etkileri minimize etmek için de önemli olduğunu vurgulamak gerekir. Ülke genelinde veya belirli şehirlerde uygulanan bu yasakların ne denli başarılı olduğunu belirlemek adına, trafik düzenlemeleri ve yasaklar üzerine yapılmış birçok araştırma bulunmaktadır. 

Şehir İçi Kamyon Yasak Saatleri

Trafik kanununun 62. maddesi gereğince, şehir içi kamyon yasak saatleri belirlenmiştir. Kamyonların şehir içi trafiğe giriş çıkışları, yeni yasak saatleri ile birlikte 06.00’dan 22.00’ye kadar olan süreyi kapsamaktadır. Tır ve kamyon gibi ağır taşıtların bu saatleri arasında trafiğe çıkmaları yasaktır. Bu yasak saati, kamyon ve tır şoförlerinin yoğun trafiğin olduğu saatlerde seyahat etmemeleri için belirlenmiştir. Böylelikle, trafiğin daha akıcı olması ve olası kazaların önüne geçilebilmesi hedeflenmektedir. Yasak saatleri ihlal eden kamyonların kullanıcılarına, ağır cezalar uygulanabilir. Gece saatlerinde, yani yasak saati dışında kamyonlar, nakliye ve taşımacılık için faaliyet göstermelidirler. Bu düzenlemelerin amacı, hem trafiği rahatlatmak hem de trafik güvenliğini sağlamaktır. Herkesin bu kurallara uyması, daha güvenli ve akıcı bir trafik için büyük önem taşımaktadır. 

Kamyon İçin İstanbul Yasak Saatleri

İstanbul Ulaşım Koordinasyon Merkezi, trafiği rahatlatmak ve güvenliği sağlamak adına kamyon ve tır gibi ağır tonajlı araçların belirli saatler arasında şehir içi trafiğe çıkmalarını yasaklamaktadır. Bu yasak saatleri akşam 06.00-10.00 ve 16.00-22.00 arasında belirlenmiştir. Bu saatler arasında kamyon ve tır gibi ağır tonajlı araçların şehir içine giriş ve çıkışları yasaktır. Bu durum, özellikle yoğun iş saatlerinde ve akşam saatlerinde trafik yoğunluğunun arttığı zamanlarda trafiğin daha da ağırlaşmaması ve trafik güvenliğinin sağlaması amacıyla uygulanan bir önlemdir. Trafik Kanunu’nun 49/3 maddesi gereği, yasak saatler dışında ağır tonajlı araçlar cezai işleme tabi tutulmaktadır. Yani sadece belirli saatlerde ağır tonajlı araçların İstanbul’da trafiğe çıkmasına izin verilir. Bu düzenleme, trafik akışını daha düzgün hale getirme ve aksaklıkları en aza indirme çabasının bir parçasıdır.

Tır Yasak Saatleri

Tırların şehir içine giriş çıkışı genellikle sabah ve akşam saatlerinde yoğun odaklıdır. Bu nedenle hafta içi yasak saatleri genellikle sabahın erken saatleri ve akşamüstü saatlerine denk gelir. Ancak bu saatler, özellikle büyük şehirlerde, şehrin trafik yoğunluğuna göre değişiklik gösterebilir. Saatleri belirlenirken, yöneticiler genellikle karayolu ulaşım koordinasyon merkezi tarafından belirlenen düzenlemeleri dikkate alırlar. Yasak saati dışında şehir içine giriş çıkış yapan tırlar için idari para cezası uygulanır. Tırlar, diğer taşıtlardan daha sıkı kısıtlamalarla tehlikeli maddeleri taşırlar. 02.00 – 06.00 saatleri arasında şehir merkezine girebilirler. Bu saat dışında şehir içinde kullanılması durumunda, cezai yaptırımlar uygulanır. Farklı yük türlerine bağlı olarak da farklı saat uygulamaları bulunabilir. Bu nedenle, her tür yük için ayrı ayrı saatlerin kontrol edilmesi önem taşır. 

Tırlar Saat Kaçta Trafiğe Çıkar?

Tırlar sabah saat 11.00 ile 15.59, geceyse 23.00 ile 05.59 saatleri arasında trafiğe girebilirler. Belirtilen saatlerde trafiğe çıkan tırlar ve kamyonlar cezai yaptırımla karşılaşacaktır.

Tırların ve Kamyonların Yol Yasağı Saatlerine Uymama Cezası Nedir?

Eğer bir tır veya kamyon sürücüsü yasak saati ihlal ederse, hem araç hem de araç sahibine 130 TL idari para cezası uygulanır. Ancak yük taşıyan kamyon sürücülerine daha hafif bir ceza uygulanır: yasak saate uymama durumunda onlara sadece 62 TL ceza verilir. Buna karşın, bir şirket veya işletmeye ait olan tırlar yasak saatlere uymadığında, bu durumda şirket veya işletme 270 TL para cezası ödemek durumunda kalır. Bu cezaların amacı, hem trafik güvenliğini sağlamak hem de ağır taşıtların trafiği daha da yoğunlaştırmasını engellemektir. 

Konsolide taşımacılık, lojistik endüstrisinde birkaç paketin tek bir konteynerde nihai varış noktasına gideceği anlamına gelir. Farklı üretici ve tedarikçilerden teslim alınan gönderiler, maliyet tasarrufuna katkı vermesi için birleştirilir. Kontrol ve paketleme gibi işlemlerin ardından dağıtımları yapılır. Grupaj taşımacılık olarak da bilinen konsolide taşımacılık, tasarruf etmek amacıyla ağır olmayan ve küçük yükleri aynı belge adı altında taşıma durumudur. Ürünler aynı bölge ve müşteriye ulaştırılacak ise birleştirilip bir süre bekletilir ve tek parça halinde nakli gerçekleştirilir. 

Konsolidasyon Hizmeti Seçenekleri

Günümüzde ulaşım için karayolu, hava yolu ve deniz yolu seçenekleri mevcuttur. Aynı durum konsolide taşımacılık için de geçerlidir. Konsolidasyon taşımacılığı bu üç farklı yol ile yapılabilir. Konsolidasyon taşımacılığı, şirketlerin uluslararası pazarda varlığını sürdürüp gelişmelerine yardımcı olacak şekilde gönderileri en uygun taşımacılık yolu ile teslimat noktalarına ulaştırır. Konsolidasyon hizmeti seçenekleri üç grupta incelenebilir:

• Hava Yolu Taşımacılığı: Hava yolu taşımacılığı konsolidasyon taşımacılığı yöntemlerden biridir. Havayolu taşımacılığıyla konsolidasyon yapmak için birçok nakliyeciden gelen paketler tek bir uçakta gönderilir. Tüm paketler bir ana irsaliyede sıralanır ancak her paketin kendi irsaliyesi de bulunur. Hava taşımacılığı konsolidasyonunun en büyük avantajı son derece hızlı olmasıdır. En büyük dezavantajı ise maliyetidir. Yükün hava yoluyla taşınması en pahalı nakliye seçeneklerinden biridir.  
• Deniz Yolu Taşımacılığı: Deniz yolu taşımacılığı da bir konsolidasyon taşımacılığı yöntemi olarak kullanılabilir. Deniz yolu taşımacılığı özellikle büyük malları taşımak için ideal bir yöntemdir. Genellikle deniz yolu taşımacılığı, değişen boyutlardaki konteynerler aracılığı ile gönderilir ve LCL kargosu bu konteynerlere dağıtılır. Deniz yoluyla taşımacılık hava yoluyla taşımacılıktan daha ucuzdur ve uluslararası taşımacılık için en iyi yöntemdir.  
• Kara Yolu Taşımacılığı: Konsolidasyon taşımacılığı yöntemlerinden biri de karayolu taşımacılığıdır. Karayolu taşımacılığında gönderiler LTL gönderileri olarak adlandırılır. Bu gönderiler kendi başlarına bir kamyon yükünü doldurmak için çok küçüktür, bu nedenle tam bir kamyon yükü oluşturmak için diğer gönderilerle birleştirilirler. Kara nakliyesi ucuzdur ancak yavaş olabilir ve gecikmelere en açık yöntemdir. 

Hangi Durumlarda Konsolide Taşımacılık Tercih Edilir?

Göndericiler özellikle kırılgan ürünleri gönderirken konsolide taşımacılık hizmetini tercih eder. Bu yol ile, yükleme ve boşaltma seferlerinin sayısı, geleneksel LTL’ye kıyasla azalır ve kırılgan ürünlerin hasar görme olasılığı da azalmış olur. Buna ek olarak, hassas teslimat programlarına sahip daha küçük gönderileri olan nakliyecilerin LTL konsolidasyon hizmetlerini kullanmaları önerilir. Kalkış noktası ile varış noktası arasında birden fazla durak bulunmaması, yükün geçiş süresini hızlandırır. Ayrıca, geleneksel LTL’ye kıyasla ek tasarruf sağlayarak, toplam hat taşımacılığı kamyon yükü maliyetlerini azaltır. Merkez LTL’ye kıyasla kamyon yükü hat nakliyesi tasarrufu ve aradaki diğer terminallerde durakların bulunmaması gibi etmenler nakliyecilerin nakliye sürecinde daha fazla güvenlik, daha düşük maliyetler ve daha yüksek verimlilik elde etmelerine yardımcı olur. LTL yük konsolidasyonu, geleneksel LTL taşımacılığına bir alternatif arayan nakliyeciler için mükemmel bir seçenektir.

Konsolide Taşımacılık Avantajları Nelerdir?

Birbirine yakın ya da aynı teslimat noktasına gidecek gönderilerin toplu bir şekilde teslimatının yapılmasını ifade eden konsolide taşımacılığın zamandan ve paradan tasarruf sağlama, hızlı teslimat, yönetilebilir sevkiyat süreci gibi pek çok avantajı vardır. Konsolide taşımacılığın avantajları genel çerçevede şu şekilde listelenebilir:

• Tasarruf: Konsolide taşımacılığın en büyük artılarından biri tasarruf sağlamasıdır. Bir nakliyeci taşıma sırasında bir treylerin yarısını dahi kullansa tamamı için ödeme yapmakla yükümlüdür. Konsolidasyon hizmeti sayesinde birbirine yakın konumlara giden LTL gönderileri bir kamyonda birleştirilir ve nakliyeciler yüklerinin kapladığı alan kadar ödeme yaparlar. 
• Hız: Hızlı teslimat konsolide taşımacılığının bir diğer avantajıdır. Konsolidasyon stratejisi ile yük olması gereken yere en hızlı şekilde ulaşır. Devletle ilgili zorunlu mevzuat işlemleri için gümrükte harcanan zamandan ve form doldurma işlemlerinden tasarruf sağlar. Konsolide LTL taşımacılığında ara duraklarda zaman kaybı olmaz. Bu sayede, bir kamyon yükü sevkiyatı gibi çalışır ve gönderileri en hızlı şekilde teslimat noktasına ulaştırır.
• Daha Az Emisyon: Kamyon gibi ulaşım araçlarını daha az kullanmak, yakıt maliyetini düşürmenin yanı sıra yakıt emisyonunu da düşürür. Bir nakliyeci, küçük gönderileri birden fazla kamyona dağıtmak yerine, hepsini tek bir kamyonda birleştirerek karbon ayak izini azaltır ve doğayı korumaya katkı sağlar. 
• Güvenli Sevkiyat: Güvenli aktarım sağlaması konsolide losijtik türünün bir diğer faydasıdır. Yüklerin konsolide olması daha az kamyonda olacağı anlamına gelir. Bu durum da kaza riskini azaltır. Konsolide taşımacılıkta kaza riskini azaltan bir diğer konu ürünün daha az kişi tarafından aktarılmasıdır. Ürününüz daha az kişinin denetimi ve paketleme sürecinden geçeceği için kaybolma ya da yanlış teslimat noktalarına gönderilme ihtimali azalır.  
• Yönetilebilirlik: Konsolide lojistik ile tüm sevkiyat süreci yönetilebilir. Teslim tarihleri ve üretim programı üzerinde daha fazla kontrol şansı tanır. Gönderi üzerinde daha fazla kontrol şansına sahip olmak daha erken bilgi almayı sağlar ve hatalı teslimatın önüne geçer. Gönderilerin konsolide edilmesi siparişlerin zaman ve kalite kaybına uğramasının önüne geçer. 
• Müşteri Memnuniyeti: Ürün ne kadar kaliteli olursa olsun zamanında teslim edilmezse ya da teslimat talepleri gereken nitelikte olmazsa müşteri ilişkileri olumsuz etkilenebilir. Konsolide taşımacılık yöntemini tercih etmek, ürünün müşteriye en hızlı ve verimli bir sonuca ulaşmasına katkı verir. Ürün, konsolidasyon tesisine hızlı ulaştırıldığında, konsolidasyon firması sizden daha fazla ürün talep etmek yerine ürünü var olan diğer ürünler ile doğrudan göndermek üzere yola koyulur. Bu durum ürünün müşteriye en kısa sürede ulaşmasını sağlar ve müşteri memnuniyetine katkı sağlar.

Konsolide Taşımacılık Yapılırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Konsolide taşımacılığın en önemli hususlarından biri deneyimli bir firma ile çalışmaktır. Deneyimli bir sağlayıcı firma ile çalışarak, konsolide taşımacılığın tüm zorlu kısımlarının üstesinden gelebilir ve sadece avantajlarından yararlanabilirsiniz. Günümüzde, konsolide taşımacılık hizmeti sunan pek çok kargo firması vardır. Fakat her kargo firması gönderi konsolide etmede uzmanlaşmış olmayabilir. Bir gönderiyi konsolide etme imkanınız yoksa ve uzman bir şirkete yönelmeyi planlıyorsanız, aşağıdakileri listeyi kontrol edebilirsiniz:

• Yeniden Paketleme Seçenekleri: Konsolide taşımacılık hizmeti sunan bazı şirketler kutuları açar, paketleme malzemelerini atar ve öğeleri daha büyük bir kaba yerleştirir. Konsolide taşımacılıkta uzman şirketler ise içindekileri çıkarmadan tüm küçük kutuları daha büyük bir kutuya yerleştirir. Böylece hem zamandan tasarruf sağlar hem de gönderilerin hasar görme riskini azaltır. 
• Koli Ölçüleri: Firma kargo hizmeti değil de sadece paketleme hizmeti veriyor olabilir. Böyle bir durumda kullandıkları koli boyutlarının hizmetinden yararlanmaya karar verdiğiniz kargo firmasının kabul ettiği koli ölçü aralığında olmasına dikkat etmekte fayda var. 
• Konsolide Süresi: Gönderi teslimat süresini planlayabilmek için konsolide lojistik hizmeti sunan firmaya konsolide süresinin ne kadar sürdüğünü sormak isteyebilirsiniz. 
• Teslimat Noktası: Tüm öğeleri aynı adrese gönderilmeyecek ise konsolide taşımacılık hizmeti sunan firma farklı bir hizmetlerini tercih etmenizi talep edebilir.

Esalco Lojistik güçlü ve nitelikli kadrosu ile tüm nakliyat işlemlerinizin güvenli, hızlı ve sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesini sağlar. Konsolide lojistik hizmetlerinde de alanında uzman çalışanları ile uluslararası ticaret işlemlerinizin planladığınız şekilde ilerlemesine olanak tanır. Esalco Lojistik ile siz de konsolide taşımacılık hizmetinden faydalanabilirsiniz. 

İlginizi Çekebilir: Konteyner Taşımacılığı Nedir, Nasıl Yapılır?

Lojistik firmalarının gerçekleştirmesi beklenen önemli hedeflerin başında ürünlerin zamanında teslim edilmesi yanı sıra istenilen şekilde, sağlam ve zarar görmeden alıcısına ulaştırılması gelir. Güvenli bir taşıma ve hasarsız teslimat için uygulanan yöntemlerden birisi olan lashing uygulamalarının başarısı, lojistik firmaları için üst sırada yer alan belirleyici bir etken durumundadır. Başarıyla uygulanan bir lashing hizmeti süreci, lojistik sürecinin toplam başarısını büyük ölçüde etkileyebilir.

Lashing Nedir? Lashing İşlemlerinin Amacı ve Önemi

Lojistikteki karşılığı taşınan ürünlerin emniyete alınması olarak ifade edilebilen bu terim sözlük anlamı olarak, İngilizce lash kelimesinin Türkçe karşılığı olan birbirine bağlama ya da sabitleme olarak açıklanabilir. En yaygın kullanım alanının konteynerler için olduğu söylenebilir. Gemilerde konteyner taşımacılığında, treylerlere yüklenen kargo paketlerin nakliyesinde konteyner lashing hizmeti büyük önem taşır. Bu yöntem ile gerek doğa koşullarından kaynaklı, gerek yol durumundan dolayı, gerekse beklenmeyen şekilde oluşabilecek sarsıntılara karşı taşınan paketlerin korunması, devrilmelerinin önlenmesi, zarar görmemesi sağlanır.

Taşınan ürünlerin transfer esnasında ya da yükleme-boşaltma sırasında devrilmemesi, sarsılmaması yani kısaca planlanan dışında bir etkene maruz kalmaması büyük önem taşır. Aksi durumda lojistik faaliyetleri beklenen şekilde sonuçlanmayabilir. Ürünlerin zarar görmesi büyük maddi kayıplara yol açabilir, çevredekiler için yaralanmalar hatta can kayıpları söz konusu olabilir. Ayrıca ürünlerin teslim edilememesinin ya da geç teslim edilmesinin doğuracağı olumsuz etkiler zincirleme olarak birçok firmayı ve kişiyi dolaylı ya da direk olarak etkileyebilir. Yüklerin emniyete alınarak taşınması için uygulanan lashing işlemlerinin amaç ve önemini şu şekilde listelenebilir:

• Taşıma esnasında araçlardaki ya da konteynerlerdeki paketlerin, gemideki konteynerlerin sabit durmasını, devrilmemesini sağlar.
• Taşınan yüklerin zarar görme riskinin azalmasını sağlar.
• Depolama alanlarının optimum düzeyde kullanılabilmesini ve alanlardan tasarruf edilebilmesini sağlar.
• Lojistik işlemlerinde verimli ve etkili çalışma imkânı sunar. Lashing firmalarının elemanları sayesinde yüklenen ve boşaltılan konteynerler arasında uygun mesafe sağlanacağı için daha verimli yükleme ve boşaltma mümkün olur. 
• Taşıma kapasitesi artar.
• Taşınan ürünlerin devrilme vb. gibi durumlar sonucu diğer ürünlere, çalışanlara, çevreye zarar vermesi önlenir.
• Alan tasarrufu, performans artışı gibi etkileri sayesinde taşıma maliyetlerinin düşürülmesinde destek olur. 
• Lojistik sürecinin nakliye, yükleme, boşaltma başta olmak üzere tüm aşamalarında güvenliği arttırır.
• Yüklerin takibi, sayımı ve etiketlenmesi daha kolay yönetilebilir.

Lashing İşleminde Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Kargo paketlerinin ya da konteynerlerin sabitlenmesi ve bağlanma işlemleri belli kriterlere göre yapılır. En doğru şekilde sabitleme ve bağlama işlemlerinin yapılabilmesi için lashing hizmeti uygulanacak yükler ile uygulama malzemelerinin uyumlu olarak seçilmesi gerekir. Öte yandan yükün ağırlığına uygun yani sarsıntı esnasında yüklerin ağırlığına dayanabilecek mukavemette malzemeler seçilmeli. Yüklerin ağırlığı yanı sıra hacimleri ve şekilleri de işlemlerin uygulanmasında belirleyici etkenlerdir. 

Lashing işlemlerinde kullanılan tüm ekipmanlar kaliteli malzemelerden seçilmeli, kontroller çok hassas yapılmalı ve yüklerin doğru ve güvenli bir şekilde yerleştirildiğinden emin olunmalıdır. Lashing firmaları kontrollerini sağlamalıdır. Hatalı uygulanan lashing sistemi, taşınan yüklerin korunmasının aksine zarar görmesine sebep olabilir. Bu yönüyle müşteriler ve lashing firmaları açısından yük bağlama ve sabitleme süreçleri son derece kritik süreçlerdir.

Lashing İşlemlerinde Kullanılan Malzemeler

Yük sabitleme ve bağlama işlemleri için kullanılan malzemeler şu şekilde gruplanabilir: 

• Çelik halatlar, paslanmaz krom, PVC izoleli gibi değişik çeşitleri, kullanım yerlerine göre değişik ölçüleri mevcut olan, yük bağlama ve sabitleme elemanlarıdır.    
• İki ucu kancalı ya da halkalı olabilen bağlama zincirleri, halatlara benzer şekilde yüklerin bağlanması ve sabitlenmesi için kullanılır.
• Lashing tokaları, taşınacak paketlerin halat ya da çemberleme şeritleri yardımı ile bağlanması sırasında bağlayıcıların gerdirilmesi ve birleştirilmesi işlemlerinde kullanılır. Kancalı ve kancasız çeşitleri vardır.
• Hava yastıkları yüklerin arasındaki boşluklara konarak birbirine çarpmasını, sürtünmesini, kaymasını önleme konusunda yarar sağlar. 
• Koruyucular, lashing malzemelerinin taşınan yükler ile temas etmesi sonucu zarar görmesi, çizik, boya kalkması gibi durumların oluşmasını önlemek için kullanılır. Köşe koruyucu gibi türleri vardır. 
• Gerdirme aparatları, çelik halatlar uygun bir şekilde konteynerlerin ya da yüklerin sabitlenmesinde kullanıldıktan sonra halatların gerdirilmesi ve sabitlenen yüklerin hareket etmesinin önlenmesi için kullanılır. Gerdirme türleri arasında hamburger gerdirme, kapalı gerdirme, kilitli ya da pimli gerdirme gibi türler sayılabilir.
• Bağlama kayışları, farklı genişlikleri, çeşitli kanca uçları ile yük bağlama ve sabitleme için kullanılan temel malzemelerdendir. 
• Yük sabitleme fileleri ve yük perdeleme ağları, ipli, polyester kolonlu gibi çeşitleri ile taşınan yüklerin, koli paketlerinin savrulmasını, dağılmasını önler. 
• Brandalar, lashing sisteminde genelde konteynerlere uygulanır; konteynere sarılmak suretiyle taşınan yüklerin emniyete alınması ve sabitlenmesi için yardımcı olur.

Deniz Taşımacılığında Lashing Uygulamalarının Önemi

Uluslararası deniz taşımacılığında yer alan yükler içerisinde yüksek maddi değeri olan mamuller ya da taşıma esnasında zarar görmesi durumunda çevre için tehlike oluşturabilecek yakıtlar, kimyasallar başta olmak üzere birçok kritik ürün yer alabiliyor. Değerli ürünlerin taşımacılığında kullanılan konteyner gemileri ile yapılanlar başta olmak üzere tüm deniz yolu lojistiği aşamaları için konteyner lashing uygulamasının taşınan yüke uygun olarak yapılması büyük önem taşıyor.

Ürünlerin üretici firmadan alınarak demir yolu ya da kara yolu ile gemilere götürülmesi sırasında uygulanan bağlama ve sabitleme yöntemleri ve tamamlayıcı malzemeleri konteyner gemi için uygulananlardan farklılık gösterebilir. Limandan gemiye, gemiden limana yükleme ve boşaltma işlemleri vinç vb. araçlar ile yapılırken ürünlerin emniyete alınması işlemleri uzmanlarca yapılmalıdır. 

Limanlarda konteyner lashing hizmeti gibi birçok hizmetin verilmesi yanı sıra gelişen lojistik sektörü limanların da işlevini ve gereksinimlerini arttırıyor. Bu sebeple liman çevrelerinin yeterli büyüklükte alana, ileri güvenlik seviyesine, geniş imkânlara sahip olması büyük önem taşır. Liman çevresinde bağlama ve sabitleme işlemleri başta olmak üzere konteyner temizliği, bakımı, antrepo, yakıt ve ekipman ikmali gibi hizmetlerin sürdürülebilir bir şekilde sağlanması gerekir. 

Lashing İşlemleri Tüm Lojistik Süreçlerinde Verim Artışı Sağlar

Lojistik sürecinde önemli bir aşama olan yükleme ve boşaltma aşamaları, uygun bağlama ve sabitleme işlemleri sonucu daha verimli yapılabilir. Konteynerler için bağlama ve sabitleme yapıldığında, istifleme ve emniyete alma işlemleri sistematik olarak sağlandığından manuel olarak yapılması gereken güvenlik işlemleri önemli ölçüde azalır, yerine konteyner lashing hizmeti sonrası yapılması gereken test ve kontrollere bırakır. Azalan manuel işlemlerden zaman ve mali kazanımlar elde edilmesi mümkün olabilir. Benzer kazanımlar konteyner ya da diğer araçların içerisine istiflenen yükler için de söz konusudur. 

Uygun konteyner lashing işlemleri sonucunda, yüklerin konteynere istiflenmesi ya da konteynerlerin gemilere istiflenmesi çalışmaları, taşıma alanları optimum seviyede tasarruflu kullanılarak yapılabilir. Böylelikle tüm taşıma türlerinde yük yerleşim alanlarından maksimum derecede faydalanılarak tek seferde daha fazla yük taşınması söz konusu olabilir. Sistemin bu ve buna benzer işlemlerinin tüm olumlu sonuçları lojistik süreçlerinin veriminin artmasında birer etkendir.

Esalco Lojistik ile Yükleriniz Emniyet Altında

Nakliye işlemlerinin kritik bir süreci olan bağlama ve sabitleme işlemleri, işinin uzmanı tecrübeli kadrolar tarafından yapıldığında, taşınan yüklerin güven altında olmasını sağlar. Bu açıdan lashing hizmeti yapacak lashing firmalarının tecrübesi büyük önem taşır. Esalco Lojistik sektöründe uzun yıllar edindiği tecrübeleri, kalite anlayışı ve uzman kadrosu ile yüklerinizi emniyet altına alır. Güven ve kalite odaklı projeleri, müşteri memnuniyetine verdiği önem, özverili çalışmaları, yaratıcı ve inovatif çözümleri ile taşınan yüklere ve taşıma türlerine en uygun lashing uygulamaları Esalco Lojistik ile tüm müşterilere sağlanır. 

İlginizi Çekebilir: Navlun Nedir Ve Nasıl Hesaplanır

CIP, Carriage and Insurance Paid To teslim şeklinde satıcının alıcıya göre sorumlukları fazladır. Tüm taşıma modlarında kullanılan bir teslim şeklidir. Hem alıcının hem de satıcının sorumluluklarının net olduğu CIP teslim şekli, malların sigorta ve navlun masrafları ödenmiş olarak teslim edildiği anlamı taşır.

CiP Teslim Şekli Nedir?

Uluslararası ticarette teslim şekiller Incoterms (International Commercial Terms) olarak ifade edilir. Teslim şekillerinde satıcının ve alıcının sorumlulukları 3 harften oluşan kısaltmalarla ifade edilir. Uluslararası Ticaret Odası ICC (International Chamber of Commerce) uygulamalarına göre CIP teslim şekli tüm taşıma şekillerinde kullanılır. 

CIP teslim şekli İngilizce Carriage and Insurance, Paid To kelimelerinin kısaltmasıdır. Başka bir deyişle, mal bedel, sigorta ve navlunun ödenmiş olduğunu ifade eden bir teslim şeklidir. Sorumluluğun göndericide olduğu bir teslim şekli olup dış ticarette sıklıkla tercih edilir. CIP teslimi olarak anlaşılan gönderilerde satıcı ve alıcı malları daha önce karar verilen liman, depo ya da gümrüğe gönderme konusunda anlaşırlar. CIP teslim şeklinde gönderi sırasında malın sigortalandığı ve taşıma bedeli olarak ifade edilen navlun bedelinin ödendiği anlaşılır. CIP hem alıcıya hem de satıcıyı bazı sorumluluklar yükler. Satıcı malları istenilen zamanda, eksiksiz ve hasarsız olarak alıcının istediği yere göndermeyi taahhüt eder. 

CIP teslim şeklinde bu taahhüt aynı zamanda sigorta ve navlun bedelinin de satıcı tarafından ödenmiş olduğu anlamı taşır. Sigorta herhangi bir kaza durumunda poliçe teminatı kapsamına göre hasar tazmini sağlayacağından malları güvene alır. Diğer yandan CIP teslim şeklinde alıcının yüklendiği risk daha azdır. Mallar anlaşılan limana, gümrüğe ya da depoya ulaşana kadar malın başına gelebilecek herhangi bir kazanın sorumluluğu tamamen satıcıya aittir. Mal faturası yada proforma fatura üzerinden de teslim şekli CIP lokasyon (malların teslim edileceği yer) şeklinde ifade edilir. 

CiP Teslim Şeklinde Satıcı ve Alıcı Arasındaki Sorumluk Dağılımı

Bu tarz teslimde satıcı ve alıcı sorumlulukları oldukça nettir. Bununla birlikte fatura gibi satış sözleşmesi niteliği olan dokümanlar üzerinde yer aldığında bağlayıcıdır. Alıcının mal ile ilgili sorumluluğunun nerede başlayıp nerede bittiği CIP teslim şeklinde belirtilir. Bunun yanında satıcının malın üretim deposundan çıkıp alıcı deposuna kadar olan süre boyunca hangi sorumluluklara sahip olacağı da CIP teslim şeklinin içeriğinde yer alır. Bu durumda hem satıcı hem de alıcı sorumluklarına aşağıda kısaca değinmekte fayda var. 

CiP Teslim Şeklinde Satıcının Sorumlulukları Nelerdir?

• Satıcı, alıcı ile arasındaki sözleşmeye göre malı gerekli dokümanlarla birlikte alıcı ile mutabık kaldığı zamanda hazırlar.
• Sözleşmede anlaşıldığı şekilde paketleyerek ve etiketleyerek yüklemeye hazır hale getirir.
• Nakliye acentesi ile anlaşarak malların yükleme organizasyonu yapar.
• Alıcı tarafından malların gözetimi talep edildiyse malların gözetimini organize eder.
• İhracat izni gerektiren mallar için ihracat izinlerin alır.
• Malın gümrük işlemlerini tamamlar.
• Malların alıcının istediği zamanda ve alıcının istediği yerde olacak şekilde yüklendiği bilgisini de alıcı ile paylaşır. 
• Malların varış bilgisini alıcı ile paylaşır.
• Mal faturası, çeki listesi, sigorta, ATR, EUR1, Menşe gibi evrakların kopyalarını da yükleme ihbarıyla birlikte alıcıya e-mail ile gönderir.
• CIP teslim şeklinde satıcı sigorta primi, yükleme masrafları ve olası riskleri üzerine alarak malları acentenin aracına yükler. 
• Yüklediği mal cinsine ve gideceği ülkeye bağlı olarak en azından en dar çerçeveli bir nakliyat sigortası yaptırır. 
• Alıcının grev, savaş, doğal afet gibi olağandışı risklere karşı da sigorta yaptırmak isterse primin kendisi ödeyerek satıcıdan sigorta kapsamını genişletmesini isteyebilir.
• Malları alıcının ülkesinde istenilen limana teslim ettikten sonra mal ile ilgili tüm risk alıcıya geçmiş olur. 

CiP Teslim Şeklinde Alıcının Sorumlulukları Nelerdir?

• Alıcı sözleşmede belirtildiği ödeme şekline göre mal bedelini öder.
• Mal alıcının gümrüğüne vardığından gümrük işlemlerini tamamlar.
• Gümrükleme sırasında oluşan gümrük vergilerini öder.
• İthalat izni gereken malları için ilgili yerlerden malın çekimi için gerekli izinleri alır.
• Malın limana boşaltım, iç nakliye ve diğer liman masraflarını ödeyerek malı kendi mülkiyetine geçirir.

Böylece satıcı malı zamanında ve sigorta ve navlun bedelleri ödenmiş olarak yükleyerek alıcı da mallarını gecikme yaşamadan teslim alarak sözleşmenin kendi tarafındaki maddelerini yerine getirmiş olur.

CiP Teslim Şeklinin Avantajları Nelerdir?

CIP, teslim şekli olarak havayolu, denizyolu ve karayolu taşımacılığı gibi hemen hemen tüm taşımacılık türlerinde tercih edilir. Bu taşıma şeklinin alıcı için oldukça avantajlı olduğunu söylemekte fayda var. Nedeni ise malların yüklenmesinden alıcı ülkesinde bulunan limana, gümrüğe ya da alıcının bildireceği gümrüklü bir depoya teslimine kadar tüm sorumluluk satıcıya aittir. Alıcı mallar limana geldikten sonra gümrükleme işlemini yaparak malları fabrika ya da deposuna alır. Satıcının ise öncelikle malın nakliyesini ayarlamak gibi bir sorumluluğu vardır. Bunun yanı sıra malın sigortasını yaparak eksiksiz ve zamanında alıcı limanına teslim etme sorumluluğunu da taşır. Burada risk çok büyük bir kısmı satıcı (ihracatı yapan) tarafında kalır. Alıcı (ithalatı yapan taraf) ise sadece kendi ülkesindeki işlerden sorumludur. Diğer yandan CIP teslim satıcı tarafında her seferinde birden fazla tedarikçiden fiyat alma gibi bir iş yükünü de beraberinde getirir. Ayrıca malın alıcının istediği liman ya da gümrüğe ulaşana kadar takibini yapmak ve malın bulunduğu nokta, tahmini varış zamanı hakkında alıcıyı bilgilendirmek de satıcının sorumluluğundadır. Bunun yanı sıra satıcı sigorta dahil malın varış ülkesindeki gümrük işlemi için gerekli tüm belgeleri eksiksiz olarak alıcıya iletmek zorundadır. Alıcı ancak tüm belgeler kendisine ulaştıktan sonra malın gümrükleme işlemlerini tamamlayabilir. 

Cip “carried Insrance Paid To” Fiyat Nasıl Hesaplanır?

Satıcı mal bedelini hesaplarken toplam maliyetin içine mutlaka ambalaj, yükleme, gümrük masrafları, işçilik ve diğer giderlerle birlikte taşıma sigortası ve navlun bedelini de ekler. Böylece malın CIP bedeli belirlenmiş olur. CIP bedelinin alıcıya yüksek gelmesi durumunda alıcı nakliye firmasını kendisi ayarlayarak malları FOB teslim almak isteyebilir. Böyle bir durumda malın taşımasıyla ilgili tüm risk alıcıya geçer. Bunun yanı sıra malın alıcının nakliye firması tarafından alınması, CIP teslim şeklinde oluşan nakliye acentesi ayarlama, malların varış ve çıkışı ile ilgili alıcıya bilgi verme gibi iş yükünü de satıcı tarafta ortadan kaldırmış olur. Diğer yandan malın acillik durumuna ve mahiyetine göre alıcı malı uçak, kamyon ya da gemi ile isteyebilir. Taşıma şekli değiştiğinde de birim navlun değişeceğinden toplam maliyet bedeli de değişir. 

Alıcı üretim hattına acil mal gerekmesi durumunda malların bir kısmını uçakla isteyebilir. Satıcı malın geri kalanını sözleşmeye göre kamyon ya da gemi ile gönderir. Navlun bedelinin artması CIP teslim şeklinde, başka türlü anlaşılmadıysa, daha çok satıcının riskidir. Malların havayolu taşımacılığı ile gönderilmesinden dolayı ortaya çıkan navlun maliyetinin bir kısmını alıcıdan talep edebileceği gibi kendisi ödemek durumunda da kalabilir. Bu durum sevkiyat şeklinin havayoluna dönme nedenine göre değişir. Her ne kadar CIP teslim şeklinde satıcı tüm riski üstlenmiş gibi görünse de nakliye firmasıyla yapacağı taşıma sözleşmesiyle riski taşıma firmasına devredebilir. Sözleşme taşımanın yanında nakliye sigortasını da kapsayabilir. 

Esalco Lojistik olarak deneyimli ve profesyonel kadromuzla her türlü nakliye organizasyonuz da çözüm ortağınız olmayı talep ediyoruz. CIP teslim şeklinde uzmanlaşmış kadromuzla irtibata geçerek navlun fiyatları hakkında bilgi alabilir, ilk deneme yükünüzü vererek bizimle çalışmaya başlayabilirsiniz. 

İlginizi Çekebilir: Navlun Nedir Ve Nasıl Hesaplanır